2017 yılı başında doktorlar için yazdığım “Fonksiyonel Tıp” kitabı çıktığında, Türkiye’de Fonksiyonel Tıp’ın sözünü eden bile yoktu. Ne tıp çevrelerinde, ne internette popüler sağlık sayfa ve tartışmalarında “Fonksiyonel Tıp” sistematiğinin ismi bile geçmezdi.
Geldik 2018 Aralık ayına. Bu inanılmaz kısa süre içinde, Fonksiyonel Tıp kitabı bir fenomen oldu. Kelimenin tam manası ile “Edirne’den Kars’a”, ülkenin saygın üniversitelerinde ve tıp kurumlarında değerli akademisyenler ve bilim insanları, doktorlar Fonksiyonel Tıp düşüncesi ile tanıştılar. Araştırmaya değer gördüler. Uygulamaya değer gördüler. Aralarında tartıştılar. Ufak ufak kendi hayatlarına, hastalarının hayatlarına uygulamaya giriştiler. Birçok branştan tıp toplantı ve kongrelerinde davet üzerine Fonksiyonel Tıp’ı anlatma fırsatı buldum. Her branştan yüzlerce değerli hekim bu yaklaşımı derinlemesine anlamak için modüler kurslarımıza katıldı. Yapıp bitirdiğimiz modüller talep üzerine defalarca tekrarlandı. Her branştan yüzlerce değerli hekim ve akademisyen Fonksiyonel Tıp Akademisi’nin gururlu birer üyesi olarak bir sonraki toplantımızı iple çeker oldu.
Bütün bunları, yalnızca 2 yıl önce, ben dahil, kimse hayal bile edemezdi.
2011-2013 arasında kendi ağır hastalığımla mücadele ile geçmişti. 2013 yılında bütünüyle iyileştiğimde kararımı vermiştim. “Bu iş” her nasıl olduysa, bunu derinlemesine öğrenip doktor arkadaşlarımla paylaşmalıydım. İyileşme yolculuğumda çok sayıda online kurs almıştım. Bu esnada bir yandan da göz doktorluğuma, ameliyatlarıma devam ediyordum. Fonksiyonel Tıp’ın bilimsel alt yapısını az çok kavramıştım. Fakat bir şeyi öğrenmek başka, eğitimini vermek bambaşka bir şeydi. Ne kadar insanüstü bir çalışma içinde olursam olayım, bir yandan da göz doktorluğu yaparken aldığım online kurslar ile Fonksiyonel Tıp Eğitimcisi diye ortaya çıkamazdım. Ülkede yakmayı planladığım meşale bana çok daha büyük bir sorumluluk yüklüyordu.
Tüm göz doktorluğu kariyerimi, konfor alanımı, her türden birikimimi sıfırlayarak Fonksiyonel Tıp’ın doğduğu yer olan Amerika’da 4 ayrı kuruluşun eğitimlerini almak ve toplantılarına katılmak için aylarca eyalet eyalet dolaştım. Buralarda çok değişik bilgiler, yaklaşımlar ve tecrübeler sahibi sayısız kişiyle tanıştım ve tartıştım. Her katıldığım toplantıda, her tanışıp tartıştığım kişide bilgilerim yeniden şekillendi ve gelişti. Ortaya damıtılmış bir sentez çıktı. Fonksiyonel Tıp eğitimi almayı kafasına koyan doktor arkadaşlarla bu sentezi hiç kıskanmadan, kendime zerre ayırmadan paylaşmayı kafama koydum. Amerika’daki toplantılarda Hindistan’dan Şili’ye, Hollanda’dan Kanada’ya tanıştığım meslektaşlarıma Türkiye üzerine projelerimi anlatırdım. Kaşlar hafif kalkar, beni biraz hayalperest bulduklarını nazikçe belli ederlerdi. Fonksiyonel Tıp Akademisi işte böyle, bir hayal olarak başladı.
Bugün büyük bir kıvançla görüyorum ki, 2017’de tutuşan Fonksiyonel Tıp kıvılcımı, 2018’de bir Meşaleye Dönüşmüş durumda.
2019 eğitimlerimizde ülkenin kendi alanlarında söz sahibi akademisyenler ve uzmanları da, hem tecrübelerinden yararlanmamız, hem panellerde görüş alış verişi ve tartışmalarla modüllerimize katılacak. Amacımız 2020 yılından başlayarak Fonksiyonel Tıp Akademisi’ni ülke dışında da tanınan ve luluslararası planda da katkı veren saygın bir kuruluş durumuna getirmek.
Başarılmış olanlar, Fonksiyonel Tıp Akademisi olarak hep birlikte başaracaklarımız için bize güven veriyor.
Dr. Mustafa Atasoy